Mesleğe ilk başladığım yıllar 1990...

Hafta sonu Amatör futbol, hafta içi ise salon okul sporlarını takip ediyorum. 

19 Mayıs Dış sahalarda maçları takip ederken hayalimizi Gençlerbirliği ve Ankaragücü'nün maçlarını izleyebilmek süslüyordu o günlerde... Zaman ilerledi ve rahmetli Arman Talay Gençlerbirliği muhabirliği görevini verdi bana...İnanılmaz heyecanlandım...Beştepe'deki tesislerde antrenmanları takip ederdik yaklaşık 7-8 gazeteci her gün. Kulübün emektarı İlhan Cavcav geldiğinde tesislere 'Acaba bir haber koparabilir miyiz?' derdik... Fikri Elma abimizin 'Aman Çimlere Basmayın!..' uyarısı hala kulaklarımda çınlar oraya gittiğimde.... Atilla Aytek şimdiki tesislerin yapılmasında çok emek harcayan birisiydi.

Kısacası basın kulübe, kulüpte basına sahip çıkardı...

Güzel günlerdi samimi ve sıcak...

Rahmetli İlhan Cavcav'ın bu kulübe ve Türk futboluna katkısını kimse tartışamaz. Gençlerbirliği onun ailesinden daha ön planda desek yalan olmaz herhalde. İlhan başkan rahmetli olduktan hemen sonra koltuğa oturan Murat Cavcav acaba düşünüyor mudur takımın şimdiki durumunu merak ediyorum?..

Hani borcu olmayan tek kulüp sözleriyle övündüğümüz Gençlerbirliği'nin durumu hiçte iç açıcı görünmüyor. Son oynanan Galatasaray maçında yerinde izlediğim bu takımın ligde kalması artık çok zor görünüyor. Ruhsuz bir futbolcu ordusu ve yönetimi...Üzülüyorum... Çünkü yılların emeğine kimse saygı duymuyor. Ankara'nın zor deplasman havasından çıkıp antrenman deplasmanına dönmesi içimi acıtıyor...

Düşünün ey Murat Cavcav ve yönetimi...

Borçsuz aldığınız bu kulübü ne hale getirdiğinizi...

Bence siz yeni dönemin planını yapmadan önce eşyalarınızı toplamaya başlayın...