Maçın başlama düdüğüyle birlikte Bordo Mavili ekip deyim yerindeyse 'direkleri dövdü.' Çok geçmeden bu iştahlı oyununu Barcelonavari şık bir golle süsledi. Trabzonspor golün rüzgarıyla birlikte daha cesur oynamaya başladı ve oyunun kontrolünü tamamen eline geçirdi.

Kadıköy’de umutsuzluk adeta bir sis gibi çökse de Fenerbahçe, Trabzon fırtınasından canlı çıkmayı başardı diyebiliriz.

VALBUENA ETKİSİ

İkinci yarının başında Valbuena’nın oyuna girmesiyle aciz görüntüsünden sıyrılan Fenerbahçe az da olsa kıpırdanmaya başladı. Kadıköy’de oynadığının farkına varan sarı lacivertliler cılız da olsa ataklar yaptı. Ben kendi adıma maçı izlerken gol olacağına ve o golün de Valbuena'dan geleceğine o kadar emindim ki, nitekim de öyle oldu son dakika gol Valbuena'dan geldi.

Trabzonspor ilk yarıda ki görüntüsünden çok uzaktı. 10 kişi kalmış Fenerbahçe karşısında, oyunun son bölümünde defans ağırlıklı oynayan Bordo Mavililer kendi yarı sahasından çıkamadı.

Neden böyle korkak bir oyun yapısına büründüklerine anlam veremedim doğrusu. Trabzon bu sahada 22 yıl sonra kazanabilirdi. Fakat kazanmak istemedi sanki!.. Bakmayın siz Uğurcan çok güzel kurtarışlar yaptı.  Fakat son dakika gelen golü kurtarmaya nefesi yetmedi ve gelen bu golle Trabzonsporlu oyuncular yıkıldı.  

ÇIKIN SÖYLEYİN BU NE BİÇİM FENERBAHÇE

Lefter sezonunun başından itibaren kötü günler geçiren Fenerbahçe , bu akşam kötü maçlar zincirine bir halka daha taktı.  Üç puanın ne olduğu unutuldu artık... Herkes sezonun biteceği günü iple çekiyor. Maçın son bölümünde Kadıköy’de: “Söylesene Ali başkan! Bu ne biçim Fenerbahçe!” tezahüratları yükseldi. Çıkın söyleyin zira dökülecek yaprak da kalmadı artık çınar köklerinden sarsılıyor...